2 yıl... 2 yılda ne kadar çok fotoğraf çekilebilirse o kadar çekmişim Pamuk Prensimi. Bir de anı olarak kalan hatıralar; doğumunda dağıttığımız patik şeklinde lavantalı magnetler, biberon içinde badem şekerleri,
Yaşamı boyunca tek doğum günü kutlayabildik, O da Yoğun Bakım Ünitesinde oldu. Olabileceğin en iyisiydi, Yoğun Bakım Ünitesindeydik ve istediğim herşeye izin verdiler. (çünkü hastaneden çıkabilme şansımız yoktu, bana moral olacağını düşündüler.) Doğum gününde de magnetler dağıttık;
Dipnot: Artık İyileş :(
İşte solmaya başlayan 1 Yaş hediyelik magnetlerimizden bir tanesi:(
Çok büyük acılarla savaşırken geldi küçük mucizem, Zeynep Alya'm... Her gece ağlayarak uyurken, uykusuz gecelerim başladı. Gaz sancıları, cok cok cokk emmeler, ilgi istemesi, kucaktan inmemesi, ek gıdalar, emekleme, minicik kelimeler, yürümesi derken geçti gitti koskoca 2,5 yıl Rüzgar'ımın ardından....
Yine bir hüzün bulutuyla hatıraları elime aldığımda bunlar çıktı işte ortaya. Solmaya başlamış magnetler, rengi değişmiş lavanta patikleri, tozlanmış biberon şekerleme :( Daha bi acıdı içim. Sönmemişti yangını da daha bi alevlendi yitip gitmeye yüz tutmuş hatıraların ardından :(
Bir yandan içim rahat. Çünkü Pamuk Prensim huzurlu biliyorum. Acı çekmiyor en azından... Ama içimdeki özlemi durduramıyorum, bi kere sarılsam diyorum, sadece bir kere... Sonra yine gitsin.
Herkes diyor ki Zeynep Alya'ya sarıl oğlunu çok özlediğinde;
Ama öyle değil işte, anlatamıyorum... İkisi de evlat ama aynı değil, kokuları bile bambaşka...
Aynı gün, aynı saatte dünyaya geldiler diye bahsetmiştim ya diğer yazılarımdan birinde, işte o gün Zeynep Alya'nın geleceği anlarda bu kadar tesadüf olamaz Rüzgar'ım tekrar dünya'ya geliyor sanırım diye düşünmeye başladım narkozu aldığımda...
Ama öyle değil işte, kokusu bile bambaşkaydı...
Allah kızıma sağlıklı uzun ömürler nasip etmiş olsun inşallah...
Ama ben Rüzgar'ımın özlemiyle nasıl başedeceğimi bilemiyorum böyle hüzün çöken anlarda...
Çünkü HER YER BİRAZ RÜZGARLI....
Yaşamı boyunca tek doğum günü kutlayabildik, O da Yoğun Bakım Ünitesinde oldu. Olabileceğin en iyisiydi, Yoğun Bakım Ünitesindeydik ve istediğim herşeye izin verdiler. (çünkü hastaneden çıkabilme şansımız yoktu, bana moral olacağını düşündüler.) Doğum gününde de magnetler dağıttık;
Dipnot: Artık İyileş :(

İşte solmaya başlayan 1 Yaş hediyelik magnetlerimizden bir tanesi:(
Çok büyük acılarla savaşırken geldi küçük mucizem, Zeynep Alya'm... Her gece ağlayarak uyurken, uykusuz gecelerim başladı. Gaz sancıları, cok cok cokk emmeler, ilgi istemesi, kucaktan inmemesi, ek gıdalar, emekleme, minicik kelimeler, yürümesi derken geçti gitti koskoca 2,5 yıl Rüzgar'ımın ardından....
Yine bir hüzün bulutuyla hatıraları elime aldığımda bunlar çıktı işte ortaya. Solmaya başlamış magnetler, rengi değişmiş lavanta patikleri, tozlanmış biberon şekerleme :( Daha bi acıdı içim. Sönmemişti yangını da daha bi alevlendi yitip gitmeye yüz tutmuş hatıraların ardından :(
Bir yandan içim rahat. Çünkü Pamuk Prensim huzurlu biliyorum. Acı çekmiyor en azından... Ama içimdeki özlemi durduramıyorum, bi kere sarılsam diyorum, sadece bir kere... Sonra yine gitsin.
Herkes diyor ki Zeynep Alya'ya sarıl oğlunu çok özlediğinde;
Ama öyle değil işte, anlatamıyorum... İkisi de evlat ama aynı değil, kokuları bile bambaşka...
Aynı gün, aynı saatte dünyaya geldiler diye bahsetmiştim ya diğer yazılarımdan birinde, işte o gün Zeynep Alya'nın geleceği anlarda bu kadar tesadüf olamaz Rüzgar'ım tekrar dünya'ya geliyor sanırım diye düşünmeye başladım narkozu aldığımda...
Ama öyle değil işte, kokusu bile bambaşkaydı...
Allah kızıma sağlıklı uzun ömürler nasip etmiş olsun inşallah...
Ama ben Rüzgar'ımın özlemiyle nasıl başedeceğimi bilemiyorum böyle hüzün çöken anlarda...
Çünkü HER YER BİRAZ RÜZGARLI....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder